EYT’DE PRİME TAKILANLAR İÇİN ÖNEMLİ 10 SORU

EYT’DE PRİME TAKILANLAR İÇİN ÖNEMLİ 10 SORU


Hukuksal dayanağı 506 Sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 Sayılı Kanun’un 86/8 (25.02.2011 öncesinde 86/9) maddeleri olan Hizmet Tespit Davası Yargıtay kararlarına göre uzun vadeli sigorta kolları kapsamında geçen hizmetin tespitine yönelik bir davadır.

Yani fiilen ve kayden çalıştığı tespit edilemeyen bu nedenle hizmet kazandırılamayan hak sahiplerinin, çalışmalarını yetkili iş mahkemesinden alacakları ilam ile ispatlamalarıdır.

Tespit Davası ile amaçlanan kuruma kayıt ve tescili yapılmamış sigortalıların, sigortalılık niteliğini kazandıkları andan itibaren sigortalılık niteliği taşıdıkları sürelerin kayıt altına alınmasıdır.

Hizmet akdi ile çalışmanın sigortalılık hakları yönünden doğurduğu sonuçlar hizmet tespit davasının kesinleştiği tarih değil hizmet akdi ile çalışma anı itibariyle doğmaktadır.

1)EYT’Lİ OLABİLMEK İÇİN 8 EYLÜL 1999 ÖNCESİ VERİLEN İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ, PRİM YATIRILMASA DA TEK BAŞINA ÇALIŞMA SAYILIR MI?

Sahteliği iddia ve ispat edilmeyen bildirgenin varlığına rağmen Yargıtay kararlarına göre sigortalının fiili çalışmayı kanıtlaması gerekmektedir. Kurum, işe giriş bildirgesinin varlığını ve geçerli olduğunu kabul etmekte, ancak primin ödenmemesi nedeniyle bildirgedeki çalışma başlangıç tarihinin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortaya ilk defa tabi olunan tarih olduğunu kabul etmemektedir.

Açılacak olan sigortalılığın başlangıcı davası neticesinde verilecek olan kesin hükümle bu uyuşmazlık sona ermektedir.

Bildirgenin kendisine ulaşmasına karşın primlerinin ödenmemesi üzerine denetim yaparak nedenini araştırması gereken Kurumun, işveren ile birlikte oluşmasında asli sorumlu olduğu bir uyuşmazlığın tüm yükünü sigortalıya yüklemesi hakkaniyete aykırı bir durumdur.

2) 1 GÜNLÜK HİZMET TESPİT DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE VAR MI?

Bu dava, hizmet tespiti ve Kurum işleminin iptali davalarının özelliklerini barındıran karma bir dava türü olması nedeniyle, hak düşürücü süreye tabi olduğu kabul edilmekte ancak Hak Düşürücü sürenin işlemeyeceği yani bu süreyi kesen durumların (işe giriş bildirgesinin verilmesi, kesintisiz çalışma vb.) varlığı da kabul edilmektedir.

Hizmet tespit davalarında hak düşürücü süre mutlak değildir. Yargıtay 10. Ve 21. Hukuk Dairelerinin süreklilik kazanmış kararlarına göre;

  • Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse
  • Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse
  • İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primi Kuruma yatırılmamışsa,
  • Sigortalı durumda iken memurluğa geçmiş olursa,
  • İşe giriş bildirgesi Kuruma süresi içinde verilmişse; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
  • İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliği taşıyan yargı kararları varsa,

Hizmet Tespit Davaları hak düşürücü süreye uğramaz.

Sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte sayılan belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.

3) 1 GÜNLÜK HİZMET TESPİT DAVASINDA KURUMA BAŞVURU ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?

Bu davalar hizmet tespit davası niteliğinde olmadığından, sigortalının, 7036 sayılı yasanın 4. Maddesi gereği dava açmadan önce kuruma başvurusu ve başvurunun kurumca reddi veya 60 gün süre ile sessiz kalınması koşulu, dava koşuludur.

Yargıtay kararlarına göre, Sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemiyle dava açılmadan önce Kuruma başvurulması zorunludur. (Yargıtay 10. HD.’nin 13.02.2017 gün ve 2016/15210 E. 2017/940 K.sayılı kararı.) 

Yargıtay kararlarında kuruma başvuruya yönelik dava koşulunun sonradan yargılama sırasında tamamlanamayacağına ilişkin karşı oy da söz konusudur. 

Hizmet tespit davalarında kuruma başvuru şartının olmayıp sigorta başlangıç tarihinin tespiti davalarında bu şartın olması karma nitelikteki bu davanın Kurum işleminin iptali davasına benzeyen yönünü ortaya koymaktadır.

4) YAŞIN SİGORTA BAŞLANGICINA ETKİSİ VAR MI?

01.04.1981 Tarihinde yürürlüğe giren 2422 sayılı yasa ile değişik 506 sayılı Yasa’nın 60/G maddesine göre,18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarına dahil edilir.

Sigortalının 18 yaş öncesinde uzun vadeli sigortalı kollarına tabi çalışması bulunsa dahi 18 yaşını ikmal ettiği tarih sigorta başlangıcı kabul edilir.

5) 1 GÜNLÜK HİZMET TESPİT DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

Yargıtay bu davalarda husumetin, sigorta başlangıç tarihini kabul etmeyerek uyuşmazlık çıkaran Kuruma (SGK) yöneltilmesini yeterli görmektedir.

Davalı kurum olup, Fer’i Müdahil değildir. İşveren de, sosyal güvenlik mevzuatına aykırı biçimde hizmeti bildirmeyerek davanın açılmasına neden olduğundan, Kurum ile birlikte davalı gösterilebilir.

6) 1 GÜNLÜK HİZMET TESPİT DAVASI HANGİ GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMEDE AÇILIR?

5510 sayılı yasanın 86/9.maddesinde sigortalılık tespit davalarının, İş Mahkemelerinde (görevli mahkeme) görüleceği belirtilmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumunun merkezinin bulunduğu (Ankara) genel yetkili Ankara İş Mahkemeleri, İşverene husumet yöneltildiyse işverenin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri, işi (çalışmanın) yapıldığı yer mahkemesi, davacının başvurusu üzerine uyuşmazlık konusu işlemi yapan kurum ünitesinin bağlı bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir.

7) KAPANMIŞ ŞİRKETE HİZMET TESPİT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

İşveren şirketin, sicilden terkin edildiği anlaşılırsa, anılan şirketin ihyası için davacı tarafa süre verilerek bu davanın sonucu beklenir. Davalı şirketin ihyasından sonra davaya dahil edilerek taraf teşkili bu şekilde sağlanır ve davacının talepleri hakkında karar verilir.

8) DAVA KONUSU OLAN TARİHTE ÇALIŞMAMI NASIL KANITLAYABİLİRİM?

Tanık beyanlarının yanı sıra, geçerli belgelerle, etraftan yapılan soruşturmalarla ve benzeri araştırmalar sonucunda hizmetin o iş yerinde geçtiğine ilişkin doğrulayıcı nitelikte inandırıcı  yazılı ve sözlü tüm delillerle ispatlanabilmektedir. 

9) TANIK BEYANLARININ DELİL NİTELİĞİ NEDİR?

Tanık beyanları belli nitelikleri taşıması halinde nazara alınmaktadır. Davacı ile aynı dönem ve aynı iş yerinde çalışanlardan, müfettiş tutanağında o işyerinde çalıştığı tespit edilenlerden veya komşu işyerlerinde çalışanlar veyahut uyumlu ve samimi olduğu anlaşılan kişilerden olmaları gerekmektedir.

Tanık beyanları somut olgulara dayanmalı soyut düzeyde kalmamalıdır. Bu sayılan sıfatlara sahip tanık beyanları güçlü delil sayılmaktadır.

10) NİŞVERENİN ÇALIŞMAYI KABUL ETMESİ DELİL OLARAK KABUL EDİLİR Mİ?

Hizmet tespit davalarında işverence çalışmanın kabulü kesin delil olarak kabul edilemez. İşverenin ikrarı işverenle davacı arasındaki muvazaalı bir ilişkiden kaynaklanıyor olabilir.    

Sigortalılık için fiili çalışma ön koşul olmakla birlikte çalışmanın varlığı da araştırılmaktadır. Bu davalarda yapılan öncelikli işlemler ilk olarak o dönemde iş yerinin faal olup olmadığı, davacının sigorta sicil numarasının (bildirge olanlar için) bildirimin yapıldığı yıl ve iş yerinin bulunduğu yere ait olup olmadığının araştırılmasıdır. 

ÖZETLE :

Bu tür davalar sosyal güvenlik hakkını ilgilendirdiğinden özel bir dikkat ve titizlikle yargılama yapılmalı, herhangi bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak bir sonuca ulaşılmalıdır.

Hakim bu tür davalarda tarafların gösterdiği delillerle bağlı değildir. Özel bir duyarlılık ve titizlikle iddianın varlığını araştırmak ve herhangi bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sonuca ulaşmak zorundadır. (Re’sen Araştırma İlkesi)

Sigortalılığın tespiti konusunda yazılı belgelere ulaşılamıyorsa, bu durumda mahkemece öncelikle işyerinden bildirilen dava edilen dönem bordroları getirilir ve bu bordrolardan mahkemece re ’sen tanık tespiti suretiyle, tanıkların beyanına başvurulur.

Hizmet Tespit Davası sonucunda verilen karar ile davacı sigortalının, sigortalılık niteliği taşıdığı hizmet süreleri ve bu sürelerdeki prim gün sayısı ve prime esas gelirleri kurum kayıtlarına tescil edilmektedir.

Hükümde belirtilen primlerin, kurum tarafından tahsil edilip edilmemesinin davacının sigortalılığına herhangi bir etkisi yoktur. Kurumca ister işverenin aczi, ister zamanaşımı nedeniyle primler tahsil edilemese dahi, hükümde yer alan hizmetler, sigortalının sicil kayıtlarına tescil edilmek zorundadır.