T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E.2023/1400
K.2023/1658
T. 23.2.2023
DAVA : Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR :
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,avacının, 18 yaşından önce annesinin yanında gerçekleşen çalışmalarının, Medeni Kanun’un 271. maddesi uyarınca geçersiz sayılmasından dolayı 15.10.2018 tarihli tahsis talebinin reddedildiğini, çocuğu korumak için konulmuş hukuk kuralının aksi sonuç doğurduğunu, Kurum işlemlerinin yerinde olmadığını belirterek Kurum işlemlerinin iptali ile davacının 18 yaşından doldurmadan önce annesine ait iş yerinde geçen çalışmalarının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararı ile “Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 26.10.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2934 Sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik 506 Sayılı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrası ile
A-)a) Kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle,
b-) Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak,
c-) Tarım sanatlarına ait işlerde.
d-) Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde,
e-) Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe, fidanlık ve benzeri işlerinde, çalışanlar hariç olmak üzere tarım işlerinde çalışanlar
B-) İşverenin ücretsiz çalışan eşi,
C-) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü dereceye kadar (Üçüncü derece dahil) olan hısımlar sırasında ve aralarında dışardan başka kimse katılmayarak bu konut içinde yapılan işlerde çalışanlar.
D-) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)
E-) Askerlik hizmetlerini yapmakta olan yükümlüler (27/2/1962 tarihli 33 Sayılı Kanun hükümlerine göre çalışanlar hariç).
F-) Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanlar,
G-) Yabancı bir memlekette kurulu herhangi bir müessese tarafından ve o müessese nam ve hesabına Türkiye’ye bir iş için gönderilen ve yabancı memlekette sigortalı olduğunu bildiren yabancı kimseler,
H-) Resmi meslek ve sanat okullarıyla, yetkili resmi makamların müsaadesiyle kurulan meslek veya sanat okullarında tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,
İ) Yalnız ceza ve ıslah evleri içindeki atölyelerde çalıştırılan mahkümlar,
J-) Sağlık müesseselerinde işe alıştırılmakta olan hasta veya maluller,
K-)Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanlar,
L-) Köy sınırları içinde, anahtar teslimi veya ihale suretiyle başkasına verilmeksizin, turistik, ticari veya dinlenme gayesi dışında, kısmen inşaat sahibi ve aile fertlerinin çalışması, kısmen de hariçten işçi çalıştırılması suretiyle kendi ihtiyaçları için yapılan inşaat, tamirat, tadilat, tesisat ve benzeri işlerde çalışanların sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere 2934 Sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik 506 Sayılı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında 18 yaşın altında olanların sigortalı sayılamayacaklarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan İş Kanun’un madde /1’de istihdama kabulde 15 yaş zorunluluğu getirilmiş, 14 yaşın doldurulmuş olması durumunda da çocukların hafif işlerde çalışmalarına imkan sağlanmıştır.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 743 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 271. maddesinde; “Çocuk ile baba veya ana arasında yahut ana ve babanın nefine (menfaatine) olarak çocuk ile üçüncü şahıs arasında yapılacak her hangi bir tasarrufta çocuk, borç iltizam etmiş olursa bir kayyımın iştiraki ve hakimin tasdiki lazımdır” hükmü mevcut ise de:
Çocuğun 18 yaşından önce ana ve babasına ait inşaat işyerinde çalışmasının çocuğu “ çalışma yükümü dışında çocuğu borç altına sokan bir işlem olmadığı, buna karşılık çocuğa “sosyal güvenlik şemsiyesi altına alarak menfaat sağladığı göz önüne alındığında, söz konusu hükmün somut uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün bulunmadığı açıktır.
Öte yandan bir an için söz konusu hükmün somut uyuşmazlıkta uygulanabileceği kabul edilse dahi, söz konusu hükme aykırı olarak hakim onayı olmaksızın çocuğun hizmet akdi ile ana veya babaya ya da 3. şahsa ait işyerinde fiilen çalıştırılması halinde, ana, baba ve 3. şahsın hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirir ise de, çocuğun fiilen gerçekleşmiş olan çalışmasının iptal edilmesi ve çocuğun sosyal güvenlik hakkının elinden alınması mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenle somut olayda; dinlenen tanık beyanları, dosya kapsamı ve belirtilen kanun hükümleri dikkate alınarak davacının 18 yaşından önce annesi … ‘e ait 27018.4301 sicil sayılı işyerinden kuruma bildirilen hizmetlerinin fiili çalışmanın ispat edilmesi nedeni ile geçerli sayılmasına davalı kurum işleminin iptaline, davacının annesi …’e ait … sicil sayılı işyerinde geçen ve davalı kurum tarafından kabul edilmeyen 18 yaş altındaki çalışmalarının (1986/1 dönemde 50 gün, 1986/2 dönemde 80 gün olmak üzere toplam 130 gün) geçerli olduğunun tespitine ” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; mülga 506 Sayılı Kanun’un 2934 Sayılı Kanunla değişik 3. maddesi uyarınca; 18 yaş altında baba ve annesinin yanında çalışan mümeyyiz küçüklerin Medeni Kanun’un 271. maddesi gereği hususi varisin iştiraki ile yazılı olarak yapılmış ve hakim tarafından tasdik edilmiş bir hizmet akdi mevcut olmadıkça sigortalı olarak sayılmalarına imkan bulunmadığını, 2013/11 Sayılı Genelgenin sigortalı sayılmayanlar bölümünün 3. kısmında “Ancak, baba veya annesine ait işyerinde çalışan mümeyyiz küçüklerin vasinin iştiraki ile yazılı olarak yapılmış ve hakim tarafından tasdik edilmiş bir hizmet akdi mevcut olmadıkça sigortalı sayılmalarına imkan bulunmamaktadır.” denildiğini, bu düzenlemeler uyarınca davacının, 18 yaşını doldurmadan önce annesinin yanında geçen çalışmalarının Kurum tarafından geçerli sayılmadığını, davanın reddi gerektiğini istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut davada, davacı adına 18 yaşını doldurduğu tarihten önce annesine ait iş yerinden yapılan bildirimlerin fiili ve gerçek olmadığı iddia ve ispat edilmediği gibi davacı adına yapılan bildirimlerin doğru olduğunun ve davacının adına bildirim yapılan tarihler arasında iş yerinde fiili olarak çalıştığının başta dönem bordrosunda adı bulunan tanık …’un beyanı olmak üzere tüm dosya kapsamından anlaşılması, gerek mülga 506 Sayılı Kanunda gerekse 5510 Sayılı Kanunda; davalı Kurumun işlemine dayanak yaptığı mülga 743 Sayılı Medeni Kanun’un 271. maddesine veya halen yürürlükte bulunan TMK’nin 345. maddesine yapılmış herhangi bir atıf bulunmadığı gibi anılan madde hükümlerine aykırı davranılması halinde sigortalılık koşullarının oluşamayacağına yönelik herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemesi, esasen çocuk yararına konulmuş olan hukuk kurallarının; çocuk aleyhine yorumlanmasının ve böylece vazgeçilmesi, devredilmesi, feragat edilmesi mümkün olmayan ve kişiye sıkı sıkıya bağlı sosyal güvenlik hakkından çocuğun mahrum bırakılmasının hukuk ve adalet ilkeleri ile de bağdaşmaması, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatı, İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde; verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden, davalı Kurumun yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarlamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 18 yaş öncesi Kurumca kabul edilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri ile 5510 Sayılı Kanun’un 86. maddesi ve ilgili kanun hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.02.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
![]() |
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2023/1400 E., 2023/1658 K. 23.2.2023 T. |