3. HD., E. 2022/1011 K. 2022/8622 T. 8.11.2022
T.C. Yargıtay Başkanlığı – 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2022/1011
Karar No : 2022/8622
Karar tarihi : 08.11.2022
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne dair verdiği karara karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 08/11/2022 tarihinde davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının banka hesabına 17.04.2012 tarihinde 50.000,00 ABD Doları, 03.08.2012 tarihinde 10.000,00 ABD Doları olmak üzere toplam 60.000,00 ABD Doları tutarında meblağı “maddi destek” gayesiyle gönderdiğini, yine maddi destek kastıyla 06.12.2012 tarihinde davalının kardeşi …’a davalıya yerilmek üzere 20.000,00 ABD Doları elden teslim ettiğini, aradan geçen zaman içerisinde davalının toplam 80.000,00 ABD Dolarını geri ödememesi üzerine icra takibi başlattığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu dekontlarda borç verildiğinde dair herhangi bir ibare bulunmadığını, banka dekontlarının var olan bir borcun ödendiğini gösterdiğini, maddi destek yazıyorsa da bunun borç için gönderildiğini ispatlamayacağını, paraların var olan bir borcun ödemesi olup aksi durumda da hibe ya da bağış olarak gönderildiğinin kabulü gerektiğini, savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; banka swift mesajlarında borç kaydı yer almadığı, “maddi destek” ibaresinin bulunduğu, davacı tarafça banka ile gönderilen meblağların borç olarak gönderildiği hususunun ispatlanamadığı, ayrıca davalının, kardeşi … vasıtası ile davacıdan elden ödeme almadığına dair usulüne uygun şekilde yemin beyanında bulunduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; “maddi destek” ibaresinin verilen borç anlamına geldiği, davacının davalıya bu miktar kadar borç verdiğini ispatladığı, davalının aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 19 İcra Dairesinin 2017/7219 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu vaki itirazının 60.000 USD üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının işlemiş faize yönelik talebinin temerrüt oluşmadığından reddine, 60.000 USD nin dava tarihi itibariyle TL karşılığı 215.400,00 TL üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatı 43.080,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacak 60.000 USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi gereğince Merkez Bankasının yabancı paralar için ön gördüğü en yüksek faiz oranı uygulanmasına karar verilmiş; karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya borç olarak gönderdiği 80.000,00 USD alacağının geri ödenmemesi üzerine başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş; davalı ise dekontlarda borç verildiğinde dair herhangi bir ibare bulunmadığını, banka dekontlarının var olan bir borcun ödendiğini gösterdiğini göndermiş olduğu borç değil, kendisinin daha önce davacıya verdiği borcun geri ödemesi olduğunu savunmuştur. Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı delil olarak banka havale dekontuna dayanmış olup, ilgili dekontta “maddi destek” açıklamasının yer aldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, “maddi destek” açıklamasının, içeriği itibariyle gönderilen paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için yeterli olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; dekontta yer alan “maddi destek” ibaresinin bağış alamına geldiğinin kabulü gerekeceği dikkate alınarak, taraflar arasında mevcut başka bir ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmediğinden, bu itibarla, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; bölge adliye mahkemesince, yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun’un 373/2. maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı, banka havalesi ile davalıya “maddi destek” açıklaması ile borç verdiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı taraf, gönderilen paranın sebepsiz zenginleşme kapsamında olduğunu, zamanaşamına uğradığını, mevcut bir borcun ödenmesi olduğunu iddia etmiştir.
Dosya kapsamına, davalının savunma sebeplerine, mevcut bir borcun ödenmesi halinde “maddi destek” ibaresinin yerinde olmayacağından davalıya borç verme niteliğinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 08/11/2022