Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin Mülkiyetindeki Taşınmazların Satışı Gerçekleşen Devir ve Teslimler, Katma Değer Vergisi İstisnası Kapsamında Olduğundan, Ödenen Katma Değer Vergisinin İadesi İçin Yapılan Düzeltme Şikayet Başvurusunun Zımnen Reddine İlişkin İşlem Hukuka Aykırıdır.

Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin Mülkiyetindeki Taşınmazların Satışı Gerçekleşen Devir ve Teslimler, Katma Değer Vergisi İstisnası Kapsamında Olduğundan, Ödenen Katma Değer Vergisinin İadesi İçin Yapılan Düzeltme Şikayet Başvurusunun Zımnen Reddine İlişkin İşlem Hukuka Aykırıdır.


Yayınlarım

                           T.C.
                       ANKARA
           2. VERGİ MAHKEMESİ

   ESAS NO : 2021/1602
   KARAR NO : 2022/1114
   DAVACI : D. E.
   VEKİLİ : AV. HASAN TOK
   DAVALI : GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
   VEKİLİ : AV. S. İ.

DAVANIN ÖZETİ : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin Ankara İli, Çankaya İlçesi, 1. Bölge Mühye Köyü, Gökdere Bağırsakderesi Mevkii 902 parselde bulunan (Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi) E Blok 38 nolu bağımsız bölümün devir alınması esnasında ödenen katma değer vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin; hukuka aykırı olduğu, söz konusu taşınmazın 6306 sayılı Yasa’nın 7.maddesinin 9.fıkrası çerçevesinde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu iddialarıyla iptali ile ödenen 29.368,92-TL katma değer vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının dava açma yetkisinin bulunmadığı, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlemin bulunmadığı, değerlendirme ve yorum gerektiren vergisel işlemlerin vergi hatası olarak kabul edilerek şikayet yoluyla düzeltilmesinin mümkün olmadığı, yersiz hesaplandığı iddia edilen katma değer vergisinin Ankara Büyükşehir Belediyesinden talep edilmesi gerektiği, anılan belediyece tahsil edilen ancak Hazineye intikal etmeyen katma değer vergisinin iade edilmesinin hukuka aykırı olacağı ve Hazine zararına yol açacağı yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.

                                                                                                        TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 2. Vergi Mahkemesi Hakimliğince dava dosyası incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
Dava, davacı vekili tarafından, müvekkilinin Ankara İli, Çankaya İlçesi, 1. Bölge Mühye Köyü, Gökdere Bağırsakderesi Mevkii 902 parselde bulunan (Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi) E Blok 38 nolu bağımsız bölümün devir alınması esnasında ödenen katma değer vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen 29.368,92-TL katma değer vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükümleri yer almış, 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca vergi dairelerinden düzeltilmesi istenebilecek vergi hatasının tanımı ise, aynı Kanunun 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapıldıktan sonra, 117. ve 118. maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu gösterilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 1. fıkrasında, ticari, sınai ve zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslimlerin katma değer vergisine tabi olduğu, “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalar ve Diğer İstisnalar” başlıklı 17. maddesinin 5793 sayılı Kanun’un 13. maddesiyle değişik (p) bendinde, hazinece yapılan taşınmaz teslimi ve kiralamaları, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca yapılan arsa ve arazi teslimleri, belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin vergiden istisna olduğu hüküm altına (18/1/2017 tarihli ve 6770 sayılı Kanunun 8. maddesiyle bu bentte yer alan “arsa ve arazi teslimleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler,” ibaresi eklenmiştir) alınmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından arsa sahipleri ile yeni Güneypark Kentsel Geliş ve Dönüşüm Projesi kapsamında arsa karşılığı konut sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacıya teslim edilen Çankaya İlçesi, 1. Bölge Mühye Köyü, Gökdere Bağırsakderesi Mevkisi, 902 numaralı parselde yer alan E Blok 38 numaralı bağımsız bölüm nedeniyle (konut) 29.368,92-TL katma değer vergisi tahsil edildiği, tahsil edilen katma değer vergisinin Belediyece süresi içerisinde Kızıl bey Vergi Dairesine beyan edildiği, kendisinden haksız olarak tahsil edildiği gerekçesiyle ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi üzerine söz konusu işlemin iptali ve ödenen verginin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından arsa sahipleri ile yeni Güneypark Kentsel Geliş ve Dönüşüm Projesi kapsamında arsa karşılığı konut sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacıya teslim edilen Çankaya İlçesi, 1. Bölge Mühye Köyü, Gökdere Bağırsakderesi Mevkisi, 902 numaralı parselde yer alan E Blok 38 numaralı bağımsız bölüm nedeniyle (konut) 29.368,92-TL katma değer vergisi tahsil edildiği, tahsil edilen katma değer vergisinin Belediyece süresi içerisinde Kızılbey Vergi Dairesine beyan edildiği, kendisinden haksız olarak tahsil edildiği gerekçesiyle ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi üzerine söz konusu işlemin iptali ve ödenen verginin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda bahsi geçen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ndaki düzenlemelere göre; düzeltme yolu, vergiye ilişkin hesaplarda, matrah ve miktar hatası bulunması yahut mükerrer vergi istenmesi şeklinde, vergilendirmede ise mükellefin şahsında, mükellefiyette, verginin mevzuunda ve döneminde yapılmış hataların varlığı halinde izlenebilecek bir idari başvuru yolu olup vergi yükümlülerince, vergilendirmeye ilişkin bir olayın düzeltme yoluyla yargı önüne getirilebilmesi ve vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için, hukuksal sorun olarak çözümlenmesi gerekmeyen açık ve mutlak bir hata bulunduğunun belirlenebilmesi gerekir.

Bakılan dava dosyasında, söz konusu satışların davacıya teslimleri nedeniyle tahsil edilen KDV’nin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (p) bendi uyarınca istisna kapsamında değerlendirilip, değerlendirileneceği hususunun yukarıda, kuralına yer verilen Vergi Usul Kanununda, vergiden istisna olan işlemlerden vergi alınması mevzuda hata olarak ifade edildiğinden, dava konusu edilen KDV’nin istisna kapsamında değerlendirilmesi halinde vergilendirme hatasının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu bakımdan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından arsa sahipleri ile Güney park Kentsel Geliş ve Dönüşüm Projesi kapsamında arsa karşılığı konut sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacıya teslim edilen Çankaya İlçesi, 1. Bölge Mühye Köyü, Gökdere Bağırsakderesi Mevkisi, 902 numaralı parselde yer alan E Blok 38 numaralı nedeniyle (konut) nedeniyle davacıdan katma değer vergisi tahsil edildiği görülmüş olup, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (p) bendinde 18.1.2017 tarihinde yapılan değişiklik ile “belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler,” ibaresinin madde metnine eklendiği, böylece satış işleminin gerçekleştiği tarihte söz konusu satışların (teslimin) istisna kapsamında olması gerekirken vergilendirme hatası yapılarak davacıdan katma değer vergisi tahsil edildiği anlaşılmakla, davacının ödemiş olduğu katma değer vergisinin ret ve iadesi istemiyle düzeltme-şikayet kapsamında yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Davacının faiz istemine gelince:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘’Cumhuriyetin Temel Organları’’ başlıklı 3. Kısmının ‘’Yürütme’’ başlıklı 2. Bölümünün 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerıne karşı yargı yolunun açık olduğu, son fıkrasında da; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türlerinden olduğu hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ”Özel Ödeme Zamanları” başlıklı 112. maddesinin 4. fıkrasında; fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği hükme bağlanmıştır.

“İdari Rejimi” kabul eden hukuk sistemlerinde, idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare edilenlerin uğrayacakları her türlü zararın tazmini, “İdarenin Sorumluluğu” ile ilgili kurallarla sağlanır. Esasen; idari yargının varlık nedenlerinden biri de budur. Kuruluş, görev ve yetkileri bakımından bir kamu idaresi olan vergi idarelerinin de, hukuka aykırı işlemleri nedeniyle ortaya çıkan zararı tazmin etmesi yukarıda açıklanan Anayasa kuralının ve Hukuk Devleti ilkesinin gereğidir. Hukuka aykırı işlem nedeniyle ortaya çıkan zararın tazmini amacıyla talep edilen faiz, kişinin nakdinden bir süre için yoksun kalması nedeniyle, zarara uğramamak amacıyla karşı taraftan istemeye hakkı olduğu karşılık olup, hukuk devletinde, bir zararın faiz adı altında ödenecek tutarla karşılanabilmesi için, açık yasa hükmü aranması düşünülemez. Aksine anlayış; Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmü ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yukarıda belirtilen 2. maddesinde tanımlanan “tam yargı davası”nın varlığı ile bağdaştırılamaz.

Öte yandan, 09/09/2021 tarih ve 31593 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 10/03/2021 gün ve E:2021/1, K:2021/3 sayılı Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkındaki Kararı’nda; “dava dilekçesinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na tabi olan ve 15/16/2012 tarihinden sonra tahsil edilip yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir verginin herhangi bir yasal dayanak gösterilmeksizin yasal/kanuni faiziyle birlikte iadesine karar verilmesinin istenilmesi durumunda, yasal/kanuni faiz talebinden, Vergi Usul Kanunu’nun 112.maddesinin 6322 sayılı Kanun’la değişik 4. fıkrasında belirtilen tecil faizinin anlaşılması gerektiği yönünde giderilmesine” karar verildiği görülmektedir.

İşbu dosya kapsamında; davacılardan tahsil edilen katma değer vergisinin hukuka aykırılığı yargı kararıyla tespit edilmiş olup, davacıların söz konusu vergi tutarının kullanımından, verginin tahsil edildiği tarihten Mahkeme kararına göre iadesinin yapılacağı tarihe kadar geçen süre içinde mahrum kaldığı ve yine bu yersiz tahsilatın davacıdan kaynaklanmadığı bu anlamda davacıya kusur yüklenemeyeceği tartışmasızdır.

Bu itibarla; hukuka aykırı olarak davacılardan haksız yere tahsil edilen katma değer vergisinin, her ne kadar davacılar tarafından yasal faizi ile birlikte iadesi talep edilmiş ise de, yukarıda yer verilen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı da dikkate alınarak, tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için, 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında işleyecek faiziyle birlikte davacılara red ve iade edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; DAVANIN KABULÜNE, dava konusu zımnen ret işleminin iptaline, davacı tarafından ödenen katma değer vergisinin tahsil tarihinden itibaren düzeltme fişinin davacıya tebliğ edileceği tarihe kadar geçen süre için hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine, aşağıda dökümü yapılan 108,80-TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.840,00-TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, 29/04/2022 tarihinde karar verildi.

SON PAYLAŞILANLAR

Son Paylaşımlar