T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. CEZA DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
İSTİNAF KARARI
İSTİNAF KARARI
Esas No : 2021/1752
Karar No : 2023/386
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2021
NUMARASI : 2020/229 (E) ve 2021/271 (K)
DAVACI : İ***** B****
DAVALI : Maliye Hazinesi
VEKİLİ : Av. H**** A*****
DAVA : Koruma Tedbirleri Nedeni ile Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
HÜKÜM : Davacının manevi tazminat davasının reddine
TEBLİĞ TARİHİ : Davacı ve vekili, yüze karşı
Davalı vekili, 01/11/2021
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA
BULUNAN VE TARİHİ : Davacı vekili, 08/09/2021
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile hüküm tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Kabule göre; davanın tamamen reddi halinde davalı lehine CMK 142/9 maddesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen, aleyhe istinaf başvurusunun bulunmaması nedeniyle, bu husus bozma sebebi sayılmamıştır.
İstinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair istinaf istemlerinin reddi, ancak;
1-5271 sayılı CMK’nın; “Tazminat istemi” başlıklı 141. maddesi incelendiğinde, bir kısım tazminat nedenleri konusunda karar verilmesi için, davanın esasıyla ilgili bir kararın verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla bu nedenlere dayalı istemlerde, davanın sonuçlanmasına gerek bulunmadığı yasal düzenlemeden açıkça anlaşılmaktadır. Örneğin, gözaltı süresi yasada açıkça belirtilmiş olup, yasadaki bu süre içinde hâkim önüne çıkarılıp, çıkarılmadığının saptanmasının davanın esasıyla herhangi bir ilgisi bulunmadığı gibi bu konudaki talep konusunda karar verilmesi için davanın esası hakkında karar verilmesine de gerek bulunmamaktadır. Yine aynı şekilde, kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan, Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan, yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan, yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, ya da hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen kişilerin tazminat istemleri konusunda, asıl davada hüküm verilmesini veya verilen hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek bulunmamaktadır. Keza, bu talepler, asıl davanın sonucunu etkileyici veya asıl davanın sonucuna bağlı talepler değildir. Ancak asıl davanın sonucuna bağlı veya asıl davada verilecek kararları etkileyici talepler yönünden mutlaka davanın esasıyla ilgili verilen karar veya hükmün kesinleşmesi zorunludur. Örneğin, Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen, yine mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılanlar hakkında, mutlaka davanın esasıyla ilgili olarak verilen kararın kesinleşmesini beklemek zorunluluğu bulunmaktadır. Zira davacının tazminat isteme hakkı bu hallerde verilen karar veya hükmün kesinleşmesiyle doğmaktadır.
İncelenen dosya kapsamında; dava dilekçesinde, davacının makul sürede yargılanmadığı, tutukluluğun uzatılması kararlarının gerekçesiz olduğu, tutukluluk incelemesinin kanunda belirtilen sürelerde yapılmadığı, tutukluluğun devamı yönündeki kararların tebliğ edilmediği, davacının soruşturma ve kovuşturma sırasında tutukluluğunun makul süreyi aştığı gibi iddialarla ilgili tazminat talebinde bulunulduğu, bu iddialarla ilgili olarak davaya konu kararın kesinleşmesinin gerekmediği, bu nedenle tazminat sebepleri ile ilgili olarak evrakların bir örneği dosya içerisine alınıp, tutuklululuğun devam kararlarının davacıya veya müdafiine tebliğ edilip edilmediği de araştırılarak CMK’nın 141-144 maddeleri uyarınca lehine tazminat koşullarının olup oluşmadığı değerlendirilerek, dosyanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
2-26/06/2020 olan dava tarihinin gerekçeli kararda 25/06/2020 olarak gösterilmesi,
Hukuka aykırı ve istinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri bu nedenle yerinde görüldüğünden 6100 sayılı HMK.nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
CMK’nun 286/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, 02/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
M****ş**** Dr.S*****Ç****** H*****K**** İ******* Y*****