Yeni İcra İflas Kanununda Yapılan Son Değişiklikler
343 Kanun Numaralı 24.11.2021 tarihinde kabul edilen “İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 30.11.2021 tarih 31675 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun önemli değişiklik ve yenilikler getirmektedir.
Birinci fıkraya eklenen cümlelerle ihale alıcısının talebi üzerine icra dairesinin satışı yapılan taşınmazda kira sözleşmesine bağlı olarak oturan kişiye kira bedelini diğer hallerde ise taşınmazı kullanan kişiye bilirkişi marifetiyle tespit edilen aylık kullanım bedelini icra dairesine yatırmasını emredeceği ihtar edilmesine rağmen belirlenen bedelin icra dairesine yatırılmaması halinde, 356’ıncı madde hükmünün kıyasen uygulanacağı ve depo edilen bedelin ihalenin sonucuna göre hak sahibine ödeneceği hükme bağlanmaktadır.
Böylece uygulamada sıklıkla karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmakta, ihale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği düzenlenmekte, uygulama problemleri giderilmeye çalışılmakta ve icra dairesine yol gösterilmektedir.
İkinci fıkrada yapılan değişiklikle ihalenin feshi davasını açabilecek kişiler arasında sayılan tapu sicilindeki ilgililer resmi sicillerdeki ilgililer olarak genişletilmekte ve sınırlı ayni hak sahiplerinin de bu davayı açabileceği vurgulanmaktadır.
Önceki halinde (m.134/2) ihalenin feshini isteyebilecek olanlar, yalnızca satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerdi.
Yeni düzenleme ile ihalenin feshi davasını açabilecek kişiler arasına resmi sicillerdeki ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri de dahil edilmiştir.
Maddeye eklenen üçüncü fıkra ile ihalenin feshi talebine ilişkin şartlar yeniden belirlenmektedir. Uygulamada ihalenin kesinleşmesine engel olmak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak ihalenin feshinin talep edildiği müşahede edilmektedir. Hak arama hürriyetine engel olmaksızın bu tür haksız ve kötü niyetli taleplerin önlenmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Buna göre satış isteyen alacaklı borçlu veya resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahiplerinin dışında kalan kişilerce ihalenin feshi talebinin yapılması halinde, ihale bedeli üzerinden nispi harç alınacak ve talebin reddi halinde bu harç iade edilmeyecektir.
Maddeye eklenen dördüncü fıkrayla, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan ihalenin feshi talebi nedeniyle ilgililerin oluşması muhtemel zararlarının karşılanabilmesi amacıyla teminat yatırma zorunluluğu getirilmektedir. Hükümle, satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicildeki kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, ilgili kişilerin muhtemel zararına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminatın alınması zorunlu hale getirilmektedir. İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde ilgililer tarafından ihalenin feshi talebi nedeniyle tazminat davası açılmaması halinde hükmedilen para cezasının 6183 sayılı kanun hükümleri uyarınca tahsili için durum mahkemece tahsil dairesine bildirilecektir. Tahsil dairesi alınan teminattan, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde para cezasını tahsil etmezse talep halinde teminat ilgilisine iade edilecektir.
Eklenen üçüncü ve dördüncü fıkralar ile alıcı, satıcı, sicillerde tescilli olanlar ve sınırlı ayni hak sahipleri haricindeki kişilerin açacağı davalar, davanın reddi halinde iade edilmeyecek olan ihale bedeli üzerinden nispi harç yatırılması şartına bağlanmış olup, ilgili kişilerin muhtemel zararlarına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat yatırma zorunluluğu getirilmektedir. Böylece, ihalenin kesinleşmesinin önünün hakkın kötüye kullanılması yoluyla kapatılması engellenmeye çalışılmaktadır.
Maddeye eklenen beşinci fıkra ile, ihalenin feshi talebinin yargılama usulü yeniden düzenlenmektedir. İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesinin talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapmasına ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı vermesine ilişkin mevcut hüküm muhafaza edilmektedir. İhalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hallerde duruşma yapılmadan da karar verilebilecektir. Hükmedilecek para cezasının nispi olarak belirlenmesine ilişkin mevcut hüküm muhafaza edilmekte ancak hakime takdir hakkı verecek şekilde değiştirilmektedir. Para cezasının ihale bedelinin yüzde onunu geçmeyecek şekilde ve nispi bir oran olarak hakim tarafından belirlenebilmesine ilişkin hükümle, hak arama özgürlüğü bakımından makul bir denge gözetilmektedir. Diğer taraftan para cezasına mahkum edilecek haller hükümde açık bir şekilde belirtilmektedir. Bu kapsamda ihalenin feshi talebinin; satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmi sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle veya satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmi sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle ya da işin esasına girilmek suretiyle reddine karar verilmesi ihalenin feshini talep eden, feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edilecektir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan, sırf ihale sürecini uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacıyla hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshinin talep edilmesinin önüne geçilmesi ve ihale sürecinin hızlı bir biçimde tamamlanması amaçlanan bu fıkra ile;
-Öncelikle usulden ret kararının, artık duruşma yapılmadan da verilebileceği düzenlenmekte,
-Talebin reddi hali için belirlenmiş yüzde on oranındaki ceza, “ihale bedelinin yüzde onuna kadar” şeklinde değiştirilerek hâkime takdir yetkisi tanınmakta ve daha da önemlisi para cezası verilebilecek haller açıkça sayılmaktadır.
Maddenin mevcut altıncı fıkrasında yapılan değişiklikle, ihale bedelinin alacaklılara ödenmesine ilişkin hüküm yeniden düzenlenmektedir. Buna göre, ihale kesinleşmedikçe ve ihale konusu mal alıcıya teslim edilmedikçe veya teslime hazır hale getirilmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmeyecektir. Bu kapsamda ihale konusu malın teslim edilemeyeceği veya teslime hazır hale getirilemeyeceği durumlarda ihale iptal olunarak ihale bedeli alıcısına ödenecektir.
Maddenin mevcut yedinci fıkrasında yapılan ibare değişikliğiyle, ihalenin feshi talebinde bulunabilecek azami sürenin başlangıç tarihi, ihalenin yapıldığına ilişkin kararın elektronik satış portalında ilan edildiği tarih olarak belirlenmektedir.